
CHP Sözcüsü Deniz Yücel gündeme ilişkin açıklamada bulundu.
CHP Sözcüsü Deniz Yücel, “Bu ülkede diploma denince akla gelen tek bir isim var. Bu siyasi operasyonlarla Sayın Ekrem İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığı sürecinden ekarte edilmesine ne CHP ne de milyonlar izin verir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı mertliğe davet ediyoruz. Ne yaparsanız yapın bizim iktidar yürüyüşümüzü engelleyemeyeceksiniz. Ülkenin Cumhurbaşkanı da CHP’den çıkacak Meclis Başkanı da. Parlamenter sisteme dönünce Başbakan da CHP’li olacak. Sandık gelecek, millet en güzel cevabı verecek” dedi.
CHP MYK, bugün parti genel merkezinde CHP Genel Başkanı Özgür Özel başkanlığında saat 15.30 itibarıyla toplandı. CHP Parti Sözcüsü ve İzmir Milletvekili Deniz Yücel, MYK toplantısının ardından toplantının gündemine ilişkin basın toplantısı düzenledi. Yücel’in açıklamaları şöyle:“MYK toplantımızı tamamladık. Bugün MYK toplantımızın gündeminde yine toplumun tüm kesimlerini etkileyen yoksulluk, hayat pahalılığı, ülkede yaşanan hukuksuzluklar, dış politika gibi ülkemizi ve milletimizi yakından ilgilendiren ve gündeminde olan konular vardı. Her geçen gün yeni bir hukuksuzluğun yaşandığı, ekonomideki yıkıcı tablonun daha da ağırlaştığı bir dönemden geçiyoruz. Ülkede her alanda büyük bir güvensizlik ve tedirginlik iktidar eliyle büyütülüyor. Toplumun tüm kesimleri üzerinde tahakküm kurmak isteyen AKP iktidarı, yine kurgusal operasyonlarla gündemi doldurma telaşı içinde. Sıcak salonlardan ahkâm kesen iktidar, bütün işi gücü bırakmış; kim, kendisini ne kadar eleştirmiş diye çetele tutuyor. Anlatacak icraatları yok. Vatandaşın derdine derman olacak tek bir somut adım dahi yok. Asgari ücretli bitmiş, emekli perişan olmuş, işçi zor geçiniyormuş, esnaf kepenk kapatmış, işsizlik tırmanmış; umurlarında bile değil.
“Bize hakikat dersi vermeye çalışan Erdoğan’ı, vatandaşın hakikatiyle yüzleşmeye; çarşıya, pazara davet ediyoruz”
Dün, partisinin kongresinde konuşan Erdoğan, ‘Vergide adaleti sağlayacağız’ demiş. Sanki 23 yıldır muhalefette olan bir partinin genel başkanı konuşuyor. Adama sormazlar mı, ‘Bugüne kadar bu millete, memura, işçiye, emekçiye, dar gelirliye adaletsiz vergi sistemini niye dayattınız? Çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi almak yeni mi aklınıza geldi?’ Zaten bu da lafta kalacak. Erdoğan diyor ki, ‘Hakikatle ilişkisi her geçen gün daha da kopan bir muhalefet sorunu varmış’. Beyefendi şimdi de muhalefeti beğenmiyor. Bize hakikat dersi vermeye çalışan Erdoğan’ı, vatandaşın hakikatiyle yüzleşmeye; çarşıya, pazara davet ediyoruz. Ülkedeki işsiz ordusunu görmesi için İŞKUR’un önüne, kira fiyatlarının ulaştığı seviyeyi görmesi için emlakçılara davet ediyoruz. Zira yaptığı açıklamalardan çarşıya, pazara, markete, kasaba hiç gitmediği; fiyat etiketlerinden, ülkenin 85 milyon vatandaşımızın hakikatlerden hiç haberinin olmadığını anlıyoruz.
“Zam yapmamanın gerekçesini, ‘Zaten tasarruf yapmazlar’ diyecek kadar küstahlaşan bir siyasi anlayışın adıdır AKP”
Bugün ülkemizin en can yakıcı sorunlarından biri olan ekonomik buhran karşısında vatandaş çok büyük bir çaresizlikle karşı karşıya. Buradan defalarca söyledik, örnekleriyle anlattık. Gelir dağılımındaki adaletsizliğin günden güne daha da derinleştiğini, dar gelirli vatandaşlarımızın sayısının her geçen gün daha da arttığını ifade ettik. Daha geçen hafta, büyük bir zincir marketin çöpe atılmak üzere ayırdığı sebze-meyve kasalarının başında biriken vatandaşlarımızı gerçekten içimiz acıyarak takip ettik. İşte iktidarın görmemekte ısrar ettiği, sanal rakamlarla kâğıt üzerinde iyi diye göstermeye çalıştığı ekonominin nasıl çöktüğünün en net fotoğrafıydı geçen hafta gördüğümüz. İnsanları, çöpe atılacak sebze meyveye muhtaç eden, İzmir Aliağa’da bir vatandaşımızı, ‘Her gün her şeye zam geliyor. Çalışmak için iş de bulamadım’ diyerek hayatına son verecek kadar çaresiz bırakan ve tüm bunlar olurken bir de üstüne vatandaşa zam yapmamanın gerekçesini, ‘Zaten tasarruf yapmazlar’ diyecek kadar küstahlaşan bir siyasi anlayışın adıdır AKP.
“Ülkedeki ekonomik dengesizliğin sebebini emekliye vereceğiniz zamma bağlayacak kadar ekonomi biliminden uzaksınız”
AKP Genel Başkanvekili Mustafa Elitaş, geçen hafta çıktığı bir televizyon programında öyle küstah, öyle üsttenci ve dar gelirli vatandaşlarımız öyle küçük gören bir açılama yapmış ki akıllara ziyan. Sayın Elitaş’a göre, ‘22 bin 100 lira veya 30 bin lira maaş alan bir kişiye 10 bin lira zam yaptığınızda bunun 3 bin lirasını harcayayım, 7 bin lirasıyla tasarruf edeyim demez’ demiş. Bu sözleri söylerken hiç utanmamış. Bu kadarla da kalmamış, iktidarın dayattığı asgari ücretin açlık sınırını geçtiği bu ülkede, fazla zam yapılırsa ‘Vatandaş, eskiden kalmış eksik gördüğü ihtiyaçlarını gidermenin yoluna gider’ demiş. Sayın Elitaş, tasarruf dediğiniz şey, temel ihtiyaçların karşılanmasından sonra arta kalan parayla yapılır. Temel ihtiyaçlarını karşılamaya dahi gücü yetmeyen vatandaştan elbette tasarruf bekleyemezsin. Bu ülkede milyonlarca vatandaşımız, yokluk ve yoksulluk içinde hayatta kalma mücadelesi veriyor. Dar gelirliler kirasını ödese karnını doyuramıyor, karnını doyursa kirasını ödeyemiyor. Sayın Elitaş da kalkmış, ‘Dar gelirliye daha yüksek zam yapılırsa uzun vadede ekonomik dengesizlikler olur’ demiş. Siz nasıl bir akıl tutulması yaşıyorsunuz? Nasıl bir körlük içindesiniz? İktidarda kalma hırsıyla bu halkın sorunlarına, bu ülkeye ne kadar yabancılaştığınızın farkında bile değilsiniz. Ülkedeki ekonomik dengesizliğin sebebini asgari ücretliye, emekliye vereceğiniz 10 bin liralık ek zamma bağlayacak kadar ekonomi biliminden uzaksınız.
“Sayın Erdoğan bu millet şunu çok iyi biliyor: Erdoğan sebep, enflasyon sonuç”
Daha Türkiye’de enflasyona neyin yol açtığını bile tespit edemeyen iktidarın enflasyonla mücadele programının sonuç vermemesi elbette ki sürpriz değil. Bu ülke ne yazık ki demokrasinin, özgürlüklerin birer birer yok edildiği; hukuk güvencesinin olmadığı; liyakatsiz yöneticiler tarafından yönetilen ülkelerin yaşadığı kaçınılmaz ekonomik çöküşü yaşıyor. Bugün yaşadığımız ekonomik buhranın sebebi de sorumlusu da 23 yıldır bu ülkeyi tek başına yöneten AKP iktidarıdır. Bir de Sayın Erdoğan büyük bir rahatlıkla ‘Bir muhalefet sorunumuz var’ diyebiliyor. Sayın Erdoğan, sen muhalefeti bırak da emekliye reva gördüğün 14 bin 469 lira emekli maaşından bahset. Sen muhalefeti bırak da asgari ücretliye reva gördüğün 22 bin 104 lira asgari ücretten bahset. Sayın Erdoğan bu millet şunu çok iyi biliyor: Erdoğan sebep, enflasyon sonuç. AKP sebep; hayat pahalılığı, yokluk, yoksulluk, açlık ve sefalet sonuç.
“Muhalif olan tek bir sese dahi tahammül edemeyen AKP iktidarı ve onun talimatlı yargı mensuplarının hukuk düzenini katletmelerine izin vermeyeceğiz”
AKP, 23 yıldır sistematik bir şekilde yargı bağımsızlığını tahrip ediyor. Türkiye artık bir hukuksuzluklar ülkesi haline geldi. Açılan soruşturmalar, bir cezalandırma yöntemi haline gelen tutuklamalar, fiile göre değil; faile göre verilen cezalar… Hepsi AKP döneminin eseri. AKP yandaşıysanız hiçbir ceza almayacağınız bir fiil, muhalif kesim için özgürlüklerini gasp edecek kadar ağır bir hale gelebiliyor. Gözü dönmüş AKP iktidarı kendine muhalif olan, onu eleştiren her kim olursa olsun soruşturmalara, gözaltılara, tutuklamalara hız kesmeden devam ediyor. Son olarak TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ve Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Ömer Aras hedefteydi. Genel kurullarında yaptıkları konuşmalar nedeniyle başlatılan soruşturma için ifade verdiler. Tabii ki yine aynı senaryo yazıldı. Gözaltı ve ifade işlemleri adeta bir güç gösterisi haline getirildi. TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu Başkanı’nın kelepçeli görüntülerinin servis edilmesi, gözdağı verme çabasının dışında ne sebeple olabilir? Çağrıldıklarında ifadeye gideceklerdi ancak fiilen gözaltıyla ifadeye götürüldüler. Elleri kelepçelendiği görüntülerinin servis edilmesi, AKP’nin yaratmaya çalıştığı korku ikliminin bir parçasıydı. İşleri gereği, sık sık yurt dışına çıkan Turan ve Aras için yurt dışına çıkış yasağı konuldu. İhracat yapan iş insanlarına yurt dışı yasağı koymak, ‘Ülke ekonomisi umurumuzda değil’ demektir. Türkiye’de ihracat yapan şirketlerin yarıdan fazlası TÜSİAD’a üye. AKP iktidarının bu hamleleri, hukuk düzenimizi yaraladığı kadar ülke ekonomisine de zarar vermektedir. Diyorlar ki ‘AKP ile ne ilgisi var’ ya da ‘TÜSİAD dokunulmaz mı?’ Adalet Bakanı çıkıyor, hiç utanmadan ‘Üç tane hakaret soruşturması nedeniyle hukuk devletinin olmadığını, bu ülkede hukuk güvenliğinin olmadığını söylemek insafsızlıktır’ diyebiliyor. Bu iki iş insanının açıklamalarından hemen sonra, bu ülkenin Adalet Bakanı, TÜSİAD’ı hedef gösteriyorsa, AKP Sözcüsü TÜSİAD’a parmak sallıyorsa, Cumhurbaşkanı kalkıp da ‘TÜSİAD haddini aştı. Yeni Türkiye’de haddinizi bileceksiniz’ diyorsa işte orada yargı bağımsızlığından bahsedemezsiniz. Muhalif olan tek bir sese dahi tahammül edemeyen AKP iktidarı ve onun talimatlı yargı mensuplarının hukuk düzenini katletmelerine izin vermeyeceğiz.” (Cumhuriyet Halk Partisi)
Gündemi takip etmek için internet sitemizdeki diğer haberlere göz atabilirsiniz.
SON DAKİKA HABERLERİ
NEWS
24 Mart 2025Kırklareli Merkez Canlı Seçim Sonuçları!
NEWS
24 Mart 2025İYİ Parti’den Sürpriz Belediye Başkan Adayı!
NEWS
24 Mart 2025İsrail Ordusu, Gazze’de Hamas’a Ait 21 Noktayı Vurduğunu Açıkladı!
NEWS
24 Mart 2025Covid Geri Dönüyor! Uzmanlar Tedirgin!
SPOR
24 Mart 2025Filenin Sultanları Olimpiyatlarda!
NEWS
24 Mart 2025Kovid-19’un Eris Varyantı Türkiye’de Görüldü!
NEWS
24 Mart 2025