İkinci Yüzyıl Değişim Kurultayı Hakkında Açıklama Yapıldı!

İkinci Yüzyıl Değişim Kurultayı Hakkında Açıklama Yapıldı!

Cumhuriyet Halk Partisi

06-09-2024 15:05
6 Eylül 2024 15:05
İkinci Yüzyıl Değişim Kurultayı Hakkında Açıklama Yapıldı!

Selin Sayek Böke ile Gül Çiftçi Binici, İkinci Yüzyıl Değişim Kurultayı ile İlgili Basın Toplantısı Düzenledi.

Selin Sayek Böke: “Bu hafta gerçekleştirecek olduğumuz 4-9 Eylül tarihleri arasındaki kurultayımız ikinci yüzyıldaki iktidar iddiamızın ve o iktidar iddiası için yani Türkiye’yi değiştirme iddiamız için ihtiyaç duyulan kurumsal değişimlerin tartışıldığı, müzakere edildiği, istişare edildiği ve bir sonuca bağlandığı sürekli bir değişimin adımları olacaktır”

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Sekreteri Selin Sayek Böke ile Seçim ve Parti Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftçi Binici Cumhuriyet Halk Partisi İkinci Yüzyıl Değişim Kurultayı ile ilgili CHP Genel Merkezinde basın toplantısı düzenledi. CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, toplantıda yaptığı konuşmada şunları söyledi:

Partimiz ve Türkiye için çok önemsediğimiz ve öneminin yüksek olduğunu bildiğimiz bir haftanın içerisindeyiz. Tam da bu öneme atfen sizlerle bir araya gelmek istedik. Sonda söyleyeceğimizi başta söyleyeyim. Değişim denen şey sabit bir şey değildir. Statik hiç değildir. Değişim süreklidir, değişim dinamiktir ve değişim dediğimiz şey bütünleşiktir. Değişim sadece kişilerin yönetim kadrolarının değişmesi değil, değişim kurumsal yapının değişmesi, değişim iktidarın değişmesi, değişim iktidara hazırlık yolculuğudur.

Dolayısıyla bizler 4 – 5 Kasım’da gerçekleştirdiğimiz olağan kurultayımızı takip eden süreç içerisinde ilk günden itibaren değişim dediğimiz olguyu gerçekleştirmek üzere adım attık. Hatırlarsınız 4 – 5 Kasım 2023 tarihinde 38. olağan kurultayımızı gerçekleştirmiştik ve bu kurultayda bir değişim iradesi oluşmuştu. Değişimin ilk adımı bir yönetim değişikliği oldu. Ama o bir ilk adımdı. O günden başlayarak 31 Mart 2024 yerel seçimlerine hazırlanmaya başladık. Biz seçimleri değişimin önünde ve partinin iktidar iddiasının önünde bir engel veyahut da sadece bir tarih olarak görmedik. Değişim için bir sorumluluk ve fırsat olarak değerlendirdik ve dolayısıyla değişime parti yönetimine geldiğimiz gün itibariyle başladık.

Seçim sürecinde başarıyı getirmiş olan Türkiye’de Cumhuriyet Halk Partisi’ni birinci parti yapmış olan ve daha çok halka hizmet etme imkanını bize ve sorumluluğunu vermiş olan sonuçları neye dayandığını bugün en ince detayına kadar paylaşmayacağım. Onu konuşacağımız çok fırsat olacak. Ama şunu söyleme ihtiyacı duyuyorum. Hakikatten korkmayan, kendisini de yenileme cesareti ve dinamizmine sahip olan ve hayatın gerçekliğini kendisine temel alan bir yeni siyaset anlayışı bu değişimi ve değişimle birlikte sonucu ortaya çıkardı.

Ölçme Değerlendirmenin Temelini Oluşturan Veriyi Her Şeyden Önce Örgütümüzden Aldık

İzin verirseniz bu detaylandırmayı sonra yapacağız dediğim bazı unsurları kısaca paylaşayım. Zaten hepsini biliyorsunuz ama bunları bir bütün olarak ortaya koymak Türkiye iktidar iddiamız için koyulduğumuz yolu nasıl inşa ettiğimizi de çok somut ortaya çıkartıyor. Biraz önce dedim ya hakikatten korkmuyoruz. Hakikatten korkmayanlar ölçerler, değerlendirirler, tartışırlar, veriye dayalı iş yaparlar. Nitekim biz de değişim dediğimiz sürecin başlangıcından itibaren ölçme değerlendirmeye dayalı kurumsal bir sistem kurduk ve ölçme değerlendirmenin temelini oluşturan veriyi her şeyden önce örgütümüzden aldık. Katılımcı süreçlerle, parti içi demokrasiyle örgütümüze aday süreçlerine dair görüşlerini sorduğumuz ve onların bize önerileri ışığında hareket ettiğimiz, veriyi onlardan derlediğimiz bir süreçle yola koyulduk. Biz örgütünden güç alan ve bu gücü teknolojiyle pekiştiren bir sistem kurduk. Veriyi derleyen, toplayan, analiz eden, burada kendi analiz kapasitesini kullanan ama teknolojinin imkan verdiği yapay zekadan da güç alan bir büyük sistemli ölçme değerlendirme kurumsal yapısını oluşturduk. Ölçme değerlendirme dediğimiz şey nedir? Mesela aday belirleme süreçlerinde hangi seçim çevresinde kim adaylaştırılırsa hangi siyasi profil ve ilkeler öne çıkarsa orada hizmet daha etkin sunulur sorusuna yanıt verecek olan şey veridir. Ve bir verinin ne olması gerektiğine dair kararda siyasi bir karardır esasında. Hangi veriye ihtiyaç duyulduğunu belirleyecek olanlar siyasi kararın sorumluluğunu ve temsil yetkisini üstlenmiş olan seçilmişlerdir, siyasetçilerdir.

Dolayısıyla öyle bir sistem kurduk ki, siyasilerin stratejiye karar verdiği, seçilmişlerin stratejiyi belirlediği, uzmanlardan bu strateji ışığında bilgiyi derlediği bir sistem kurduk. Yani bugünkü tek adam rejiminin aksine atanmışların değil seçilmişlerin yetki kullandığı, seçilmişlerin uzmanlardan bilgiyi derleyecek bir sisteme güvendiği bir kurumsallığı oluşturduk. Genel Sekreterliğimiz bünyesinde oluşturduğumuz bu sistem sayesinde adayların çok daha sağlıklı belirlenmesi, adayların ve örgütün saha çalışmalarının çok daha etkin işlemesi ve bu sayede de başarının gelmesi yönünde büyük bir adım attık.

İkincisi; değişim bir siyasi iradedir. Bu siyasi irade bu hafta değiştireceğimiz tüzüğe dahi dayanarak daha çok kadının, daha çok gencin sadece seçime girdiği değil seçildiği bir tabloyu ortaya çıkardı. Değişim tam da budur. Üzerine dayandığı ilkelerine, çalışmasını üzerine inşa ettiği iç tüzüğüne ve inandığı Türkiye iddiasını beklemeksizin yapmaktır değişim. Biz tüzüğü değiştirmeyi beklemedik. Daha çok kadının, daha çok gencin siyasette temsil yetkisini ve sorumluluğunu üstlenmesi gerektiğine dair kararlılığımızı sadece adaylaştırarak değil seçilecekleri yerden adaylaşmalarını da güvence altına alarak gerçekleştirmiş olduk.

Eş Güdümü Her Şeyin Merkezine Koyduk

Üçüncüsü; partimizin bir bütün olarak, bütünleşik olarak, bir toplam ekip olarak birbirinden güç alan bir birliktelikle siyaset yapacağı eş güdümü her şeyin merkezine koyduk. Genel Merkez, örgüt ve yerel yönetimler arasında kimsenin ezilmediği, herkesin birlikte siyaset yaptığı, birbirinden güç aldığı ve birbirini çoğalttığı bir sistem kurduk. Bu sistem yine Genel Sekreterliğimizin koordinasyonunda ölçme değerlendirmeyle yaptığımız çalışmalardan, hukuk seçim işlerinden, bilgi işlemden, örgütlerden sorumlu genel başkan yardımcılığından gelen bütün verileri derleyip hangi mahallede hangi toplumsal sorun olduğunu veriyle ortaya koyan, o ihtiyacı karşılayacak politika metinlerini buradan üreten ve örgütüyle bunu paylaştığında Hatay’ın Arsuz ilçesinin Uluçınar Mahallesinde şu toplum kesiminin bir sorunu var buna dair politikamız net bunu paylaşırsanız hizmet etme alanımız genişleyecek diyen bir bütünleşik eşgüdüm siyasetini burada kurduk. Yetmedi Sosyal Demokrat Belediyecilik Eşgüdüm Konseyi kurduk. Genel Sekreterliğimiz bünyesinde kurulmuş olan bu konseyde bütün yerel yöneticilerimizin sözünün duyulacağı, birbirlerini duydukları içinde kaynaklarını daha verimli kullanacakları, daha çok ve etkin hizmet sunabilecekleri bir eş güdüm ve ortaklaşmayı da Genel Merkezimizdeki bir kurumsallıkla sağladık.

Gözünüzde şunun canlanıyor olmasını dilerim. Bir saat çalışıyor, saatin her bir çarkı dönüyor, herkes üzerine düşen işi yapıyor ama o saatin içindeki çarkların birlikte çalıştığı bir eşgüdüm içerisinde tıkır tıkır işlediği bir kurumsal reformu biz değişimi başlattığımız günden itibaren inşa ettik zaten. O saati tıkır tıkır işleten farklı çarkların kendi görevlerini yerine getirirken ki yetkinliklerini daha da güçlendiren, ortaya çıkartan, birbiriyle rekabet eden değil birlikte çalışan bir yapıya kavuşmasını sağlayan eşgüdümü Genel Merkezimizde kurduğumuz ve Genel Sekreterlik bünyesinde şekillenen bu koordinasyon ve eşgüdümle hayata geçirdik bile.

Yani biz değişim için beklemedik. Değişimi parti içinde yönetime geldiğimiz günden itibaren çok somut kurumsal adımlarla başlattık. Yine değişimin en önemli parçası parti içi demokrasiyi ve katılımcılığı arttırmaktı. Biraz önce söyledim adaylar belirlenirken ilk yüzümüzü döndüğümüz, görüşünü aldığımız yer örgütümüz oldu. Parti içi demokrasi budur zaten. Tüzüğünüze yazdığınız maddeler buna güç verirler. Ama onu uygulama kararlığınız ve siyasi iradenizdir hayata onu taşıyacak olan.

Bu Kurultay İkinci Yüzyıl Değişim Kurultayı

Bu katılımcılık birazdan Sayın Gül Çiftçi Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığımız zaten bu konuya dair sizlerle çok defa paylaştığı katılımcı işlettiğimiz tüzük sürecimizi bir kez daha paylaşacak. Ama şunu hatırlatmayı ben de görev biliyorum onların yürüttüğü bu sağlıklı çalışmanın altını çizmek adına. Mahallelerden başlayarak ilçelere, ilçelerden illere, illerden dijital platformlara her yerden örgütümüzün ve üyemizin tüzüğe dair hayalini, hedefini ve önerisini iletebileceği ve bunların birlikte müzakere edileceği bir katılımcı süreci işlettik ve bu katılımcılık kararlılığımızı devam ettiriyoruz. Şimdi işte o katılımcı sürecin sonunda ortaya çıkmış olan metnin nihai halini alacağı ve bir sonuca evrileceği de kurultayımızın eşiğindeyiz. Bu kurultayımız delegelerimizle ve onur kurulu üyelerimizle birlikte birbirimizle rahat konuşacağımız, müzakere edeceğimiz, istişare edeceğimiz katılımcı bir şekilde yarınları inşa etme kararlılığı göstereceğimiz seyircisiz bir kurultay olacak. Biz bu kurultayın isminin her şeyi söylediğini biliyoruz. Bu kurultay ikinci yüzyıl değişim kurultayı. O değişim zaten başladı. Şimdi ikinci yüzyıldaki iktidar iddiamızın sağlam temellerini oluşturacağımız bir kurultay çalışmasının başlangıcındayız. Biz bu dinamik süreçte sadece partimizde bir kurumsal değişim için yola koyulmadık. Partimizdeki kurumsal değişimin Türkiye’yi değiştirme iddiamız olarak gördük. Biz Türkiye’nin birinci partisi olarak yaptığımız bütün çalışmalarda Türkiye iktidar iddiamızın altını dolduracak, iktidarımızı hazırlayacak çalışmaları yürütüyoruz. Son yerel seçimlerde birinci parti olduk. Bunun sorumluluğunun bilincinde ve bu kararlılıkla da Türkiye iktidar iddiamızın da arkasındayız.

Dolayısıyla bu hafta gerçekleştirecek olduğumuz 4 – 9 Eylül tarihleri arasındaki kurultayımız ikinci yüzyıldaki iktidar iddiamızın ve o iktidar iddiası için yani Türkiye’yi değiştirme iddiamız için ihtiyaç duyulan kurumsal değişimlerin tartışıldığı, müzakere edildiği, istişare edildiği ve bir sonuca bağlandığı sürekli bir değişimin adımları olacaktır. Yani bu kurultay ve değişim iddiamız sadece partimize dair bir iddia değil. Bu kurultay da, değişim iddiamızda Türkiye’ye dair bir iddia. Ne yapıyorsak Türkiye’de iktidar olmak ve Türkiye’yi demokratik, adaletli, kalkınmacı, kapsayıcı, eşitlikçi yarınlara hep birlikte kavuşturmak için yapıyoruz. Bu kurultayında ana amacı bu. Bu bir Türkiye vizyonu ve bu kurultay bu vizyonun bir adımı.

Sivas Rastgele Toplantı Yaptığı Bir İlimiz Değil

Geleceği inşa ederken geçmişimizden ve bir asrı aşan tarihimizden ve mirasımızdan da müthiş güç alıyoruz. Tam da bu nedenle Kurultayımızı 4 Eylül’de ilk kurultayı gerçekleştirdiğimiz Sivas’ta Genel Başkanımız ve önceki dönem Genel Başkanlarımızın katılımıyla gerçekleştireceğiz. Yani Sivas rastgele toplantı yaptığımız bir ilimiz değil. Sivas tarihi gücümüzü aldığımız altı okumuzun, ilkelerimizin ve bir asrı aşan dediğim gibi mirasımızın ilk adımlarının atıldığı yer olduğu için çok önemsiyoruz. 5 Eylül’de ayrı ayrı hem tüzük hem de program hazırlık komisyonlarımız toplanacak. Tüzük hazırlık komisyonumuz Nisan’dan beri sürdüre geldiği katılımcı süreci sonlandırmak için çalışıyor olacak. Program hazırlık komisyonumuz ise önümüzdeki bir yıl devam edecek olan katılımcı program hazırlık süreçlerinin ilk adımını atıyor olacak. Hani demiştik ya değişim bütüncüldür, bütünleşiktir diye. Değişim devam eder. Bir parçası biter yeni bir parçası başlar. Neyin başlayacağını önden bilen programlı bir yaklaşımla ilerliyoruz.

6, 7 ve 8 Eylül tarihlerinde ise kurumsal olarak yaptığımız bu reformları birbirimizle tekrar konuştuğumuz, tüzük çalışmalarımızı oylayarak nihayete erdirdiğimiz ve önümüzdeki bir sene devam edeceğimiz program çalışmalarımıza da en geniş katılımla başlattığımız 3 günlük bir çalışma programı olacak. Bu kurultay bizim kendi içimizde hummalı bir çalışma, çalıştay ve bu çalışmaları birlikte gerçekleştirdiğimiz 3 gün olacak.

Birazdan tüzüğe dair Gül Başkanım daha detaylı paylaşacak ama programın geri kalanına dairde çok heyecan duyduğumuz birlikte yapacağımız yenilikçi çalışmalara dair sizlerle paylaşmak istediğimiz detaylar var. Söylediğim gibi bu kurultay program kurultayımızın hazırlıklarını başlattığımız bir süreç olacak. Yani önümüzdeki bir yıl içerisinde partimiz programını güncelliyor, yeniliyor olacak ve bunu da en geniş katılımla kendi içinde konuşarak başlatacak sonra tüm Türkiye ile konuşarak programın güncellenmesini sağlayacak. Öyle ki biz bu 3 günün içerisinde yapacağımız çalışmaları tüm delegelerimizin değerli fikir ve görüşlerini dile getirecekleri bir katılımcılıkla, herkesin fikrinin birbiri tarafından duyulacağına imkan verecek bir kapsayıcılıkla ve en önemlisi söylenecek hiçbir cümlenin kaybolmasına izin vermeyecek bir yenilikçilik yapıyoruz. Bunların altını niye çiziyorum biliyor musunuz? Biz bu ilkeleri partimiz için değil sadece Türkiye için de önemsiyoruz. Katılımcı, kapsayıcı, yenilikçi, çağa uyumlanmış, Türkiye için hayalimiz neyse partimizde o hayali gerçekleştiriyoruz ki iktidarımızda ne yapacağımızı bugünden görelim, gösterelim, bilelim, yaşayalım. İşte bu 3 gün tam da böyle bir 3 gün olacak.

Her Şey Değişir; Altı Ok Ve İlkelerimiz Değişmez

Programı neden güncelliyoruz, neyini güncelliyoruz sorusunun yanıtı açık. Altı okumuz en büyük gücümüz. İlkelerimiz bizim mirasımız, vazgeçilmezimiz. Her şey değişir, altı ok ve ilkelerimiz değişmez. Değişen nedir? Dünya değişir. Değişen nedir? Türkiye’nin ekonomik koşulları değişir. Değişen nedir? Yurttaşın günlük hayatını rahat yaşayabilmesi için ihtiyaçları değişir. Biz gücünü o altı oktan ve ilkelerinden alan, mirasına sahip çıkan bir yerden işte o değişen dünya koşulları Türkiye’de yurttaşın değişen ihtiyaçlarına yanıt verecek bir program güncellemesi yapıyor olacağız ve bunu tam da hayalini kurduğumuz Türkiye nasıl işleyecekse öyle yapacağız. Yuvarlak masalarda, herkesin birbirini duyduğu, delegenin birbirinin gözünün içine bakarak birbiriyle konuştuğu, fikrini söylemekten çekinmediği, özgürce fikir beyan ettiği, istişare ve müzakere ettiği, en nihayetinde de ortak karar verdiği bir zemini bu 3 günde işletiyor olacağız. Çünkü Türkiye hayalimiz bu bizim. Demokrasi bu zaten. Katılımcı, herkesin fikrini özgürce söylediği, hiçbir kanalın kapatılmadığı, dijitalden de birbiriyle konuşan ve haberleşen yüz yüze de birbirinin gözünün içine bakan, gerekiyorsa fikir ayrılıklarını yaşayan ama ortak görüşü oluşturabilen. Tam da bu nedenle 3 farklı bölümde yuvarlak masalarda delegelerimiz, tüm delegelerimiz Genel Başkanımızda dahil olmak üzere bu çalışmalara katılıyor olacaklar.

Elbette burada özellikle üzerinde durmak istediğim hususlardan bir tanesi de tüzük komisyonumuz da sizlerin bildiği üzere Parti Meclisimizi temsilen üç kişi, milletvekili grubumuzu temsilen iki milletvekilimizin olmasını tüzüğümüz emrediyor. Biz bu doğrultuda yine aynı katılımcı anlayışla yapmış olduğumuz bu tüzük çalışmalarımız çerçevesinde benden önce Seçim ve Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı yapmış Sayın Zeynel Emre’yi geçmişteki çalışmaları aynı katılımcılıkla sürdürmek, o çalışmaları da sürecin içerisine katmak için grubumuzu temsilen komisyonumuzun üyesi olarak çalışmalarımıza katmak istedik. Bu talebimizi kendisine ilettik, kendisi de kabul etti ve komisyonumuzun üyesi olarak görev yapıyor. Elbette bizi 31 Mart’ta başarıya taşıyan kadın ve gençlerin görev aldığı, kadın ve gençleri öncelediğimiz hususlarda da kadın kollarımız ve gençlik kollarımızla ayrı ayrı toplantılar gerçekleştirdik, onların görüşlerini de ayrı bir şekilde aldık.

Biz tüzüğümüzde ne öngörüyoruz biraz ondan bahsetmek isterim bu noktada. 31 Mart’ta ölçme değerlendirmeyi esas aldığımız Sayın Genel Sekreterimizin az önce uzun uzun açıkladığı ölçme değerlendirmeyi esas aldığımız, kadınları ve gençleri öncelediğimiz, siyasete liyakatli yeni kadrolar alıştırmaya, sokmaya çalıştığımız sistemi tüzüğümüze derç etmeye çalışacağız. Yani bunu şöyle tarifleyebiliriz. Aslında Cumhuriyet Halk Partisini 31 Mart’ta başarıya taşıyan hususlar bugün tüzüğe yazılıyor diye tarifleyebiliriz. En nihayetinde demokrasinin üstünlüğünü, özgürlüğü, adaleti savunan bir parti olarak demokrasiye olan inancımızı yani sandığın kıymetini önceleyen, sandığı önceleyen hususları tüzüğümüze derç etmeye çalışacağız. Elbette Türkiye 81 ilden oluşan geniş bir coğrafya. Bu geniş coğrafyanın tek bir altın anahtarı olmadığını sizlerde biliyorsunuz. Biz karma bir sistemle yine aynı şekilde 31 Mart’ta 47 yıl sonra partimizi iktidara taşıyan anlayışla yine partimizi genel iktidara taşıyacak anlayışı tüzüğümüze derç edeceğiz. Tüzüğümüzde mutlaka eleştirilen, aksayan, değişmesi gerektiğini düşündüğümüz hususları elbette geliştireceğiz. Yine aynı salonda önce komisyon üyelerimizle, daha sonra kurultay delegelerimizle üzerinde konuşacağız, tartışacağız, değerlendireceğiz ve en nihayetinde doğru yolu bulacağız ve Cumhuriyet Halk Partisi’ni ilk genel seçimlerde iktidara taşıyacağız. Tüzüğümüz bizim iç işleyişimizi düzenleyen bir metin daha önce de aktarmıştım. Ama Cumhuriyet Halk Partisi’ni iktidara taşıyan bir yapı taşı olarak değerlendiriyoruz. Bu hususta tüzük kurultayımızı yani aslında değişim kurultayımızın bir parçası olan tüzük değişikliğimizi 6, 7, 8 Eylül tarihlerinde tartışarak Kurultay delegelerimizle değerlendireceğiz.

Teşekkür ediyorum.

(Cumhuriyet Halk Partisi)

Gündemi takip etmek için internet sitemizdeki diğer haberlere göz atabilirsiniz.

    En az 10 karakter gerekli


    HIZLI YORUM YAP

    300x250r

    Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.