TBB “Sağlık Çetesi” davasına ilişkin basın toplantısı düzenledi.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve İstanbul Tabip Odası (İTO), “Sağlık Çetesi” davasının 18 Kasım’daki ilk duruşmasına dair değerlendirmeleri ile sağlıkta piyasacı dönüşümün sonucu olan çeteye ilişkin görüşlerini paylaşmak ve basın emekçilerinin sorularını yanıtlamak üzere 19 Kasım 2024 günü basın toplantısı düzenledi.
TTB ve İTO heyetlerinin ilk duruşmanın ikinci gününde de mahkemeden takip ettiği dava ile ilgili İTO Sevinç Özgüner Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen basın toplantısına, TTB Merkez Konseyi II. Başkanı Dr. Pınar Saip, İTO Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Osman Küçükosmanoğlu ve İTO Genel Sekreteri Dr. Ertuğrul Oruç katıldı.
Basın toplantısının açılış konuşmasını yapan İTO Genel Sekreteri Dr. Ertuğrul Oruç, kamuoyunda yenidoğan yoğun bakımlarında çete kurma ile suçlanan suç örgütünün davasının başlaması ile ilgili yeniden bir basın toplantısı düzenlemeye ihtiyaç duyulduğunu aktardı.
İlk olarak söz alan Merkez Konseyi II. Başkanı Saip, TTB olarak süreci yakından izlediklerini ve kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla basın toplantıları düzenlediklerini anımsattı. Sağlıkta ticarileşme ve sağlık çetelerinin varlığının mesleğini onurlu şekilde yapan ve tabip odası üyesi olan hekimleri derinden yaraladığını ifade eden Saip, hekimler olarak mağdur olan ailelerin ve bebeklerin yanında olduklarını yineledi.
Yaşanan mağduriyetlerle ilişkili olan tüm yetkililerin ve sağlık çalışanlarının en ağır cezayı alması için sürecin yakından takipçisi olacaklarını ifade eden Saip, “TTB olarak yıllardır performans sistemi ve sağlıkta ticarileşmenin bu gibi olaylara sebep olabileceğini, can kaybına neden olmuş niteliksiz sağlık sisteminin sorununun bir sistem sorunu olduğunu ve sağlıkta dönüşüm programından bir an önce vazgeçilmesi gerektiğini defalarca belirtmiştik. Maalesef ortada bir bataklık var ve bu bataklığı kurutmadan yani sağlık sisteminde değişiklik yapmadan bundan kurtulamayacağız. TTB olarak bilim insanlarından, uzmanlık derneklerinden, hukukçularımızdan bir izleme kurulu oluşturduk ve bu olayı çok yakından takip etmekteyiz. Gereken her şeyin yapılacağından emin olabilirsiniz. Mesleğimizin onurunu kirletenlere izin vermeyeceğiz” dedi.
İTO Hukuk Bürosu’nun davayı takip ettiğini belirten Küçükosmanoğlu da “Elbette ki sistemin kötü olması kişilere suç işleme özgürlüğü vermiyor. Bir hekimin ‘önce zarar verme’ ilkesini ihlal ederek hastasına zarar vermeyi düşünmesi ne olursa olsun kabul edilir bir durum değil. Bu bizim meslek onurumuzu zedeleyen bir durumdur” dedi. Küçükosmanoğlu konuşmasına şu sözlerle devam etti:
“Meslekten men cezasına varan cezalar içeren bir disiplin soruşturması başlattık. Genel Sağlık Sigortası sistemi asgari ücretin üçte birinden daha fazla geliri olan herkesin zorunlu olarak prim ödemesini ön gören bir sistem. Bu parayı toplayan kurum daha sonra bu topladığı paralarla hizmet satın alıyor yani sağlık bir ticari meta olarak görülüyor. Hizmeti kamudan ve özelden satın alıyor. Vatandaşa ‘küçük bir fark ödeyerek özel hastanelere de gidebileceksiniz’ propagandasıyla başlayan bu sistem bugün artık içinden çıkılmaz bir duruma geldi ve vatandaşın sırtına ağır bir yük oldu. Buna neden olan şey de Sosyal Güvenlik Kurumu’nun özel hastanelerden satın aldığı hizmet. Yenidoğan yoğun bakım yataklarının da yarısından fazlası özel sektörün elinde. Bunların kamunun elinde olması gerekirken, kamunun buralara yatırım yapmayıp, bunların hizmet satın alma yoluyla ucuza mal edilebileceği düşüncesi gerçekten üzücüdür. İddianamede de çok açıkça belirtiliyor; kamu hastanelerinde yer olmadığı için bu kişilerin özel hastanelere sevkleri yapılıyor. Bu çetenin belli özel hastanelerde yoğunlaştığı ve buraların işletmesini üstlendiği basına anlatıldı ama bu da yasa dışı bir durum. Çünkü özel hastanelerin bir kısmının başka bir şirket tarafından işletilmesi yönetmeliklere aykırı. Bu sitemin bu şekilde yürümesi mümkün değil.”
TTB ve İTO adına ortak basın açıklamasını ise Dr. Ertuğrul Oruç okudu. “Sürecin en başından beri TTB ve İTO olarak bu vahim olayın yalnızca bir çete meselesi ile sınırlanamayacağını, böyle bir çetenin oluşmasını ve bu skandalı gerçekleştirmesini sağlayanın, piyasalaşmış sağlık sistemi olduğunu vurguladık” diyen Oruç, iktidarın ise üç maymunu oynamaya, yarattığı ucube sağlık sistemini aklamaya ve sistemin sorgulanmasını engellemeye çalıştığını söyledi.
“Sağlık çetesi” olayının faili olarak sağlık sistemin işaret eden Oruç, “Bu davada haklarında suç işlediklerine dair kuvvetli kanıtlar bulunan 47 sanık yargılanıyor. Oysa olayın esas faili konumunda olan piyasacı sağlık sisteminin yargılanması ise mahkemelerde değil bugün burada olduğu gibi halkın vicdanında yapılıyor. Bu piyasacı sağlık sistemini değiştirecek güç kuşkusuz halkın iradesidir” ifadelerini kullandı. (Bülten)
Gündemi takip etmek için internet sitemizdeki diğer haberlere göz atabilirsiniz.
SON DAKİKA HABERLERİ
NEWS
05 Aralık 2024Kırklareli Merkez Canlı Seçim Sonuçları!
NEWS
05 Aralık 2024İYİ Parti’den Sürpriz Belediye Başkan Adayı!
NEWS
05 Aralık 2024İsrail Ordusu, Gazze’de Hamas’a Ait 21 Noktayı Vurduğunu Açıkladı!
NEWS
05 Aralık 2024Covid Geri Dönüyor! Uzmanlar Tedirgin!
SPOR
05 Aralık 2024Filenin Sultanları Olimpiyatlarda!
NEWS
05 Aralık 2024Kovid-19’un Eris Varyantı Türkiye’de Görüldü!
NEWS
05 Aralık 2024