
İnsanların her şeyden korkup kaçması ne tuhaf geliyor. Susturulmuş ve bastırılmış bir toplum olduk. Eskiden insanlar düşüncelerini söylemekten çekinmezlerdi, günümüze baktığım zaman herkes düşüncelerini açıkça söylemekten korkuyor, “Ya bir şey olursa” diye kaçıyor. Bu kadar bastırılmış bir toplum olmak bizi bir ileri daha taşımayacak, fakat insanlar bunları görmüyor. Aslında karşılaştığımız ilk durumda sesimizi çıkartsak, hiçbir şey böyle olmaz. Bizler sayesinde yukarılara gelen insanların bizi bu kadar ezmesi ve insanların bu olanları normal karşılaması hiç etik değil.
Yapılan araştırmalara göre insanların çoğu “Ya işimden olursam” korkusuyla düşüncelerini açıkça beyan edemiyorlar. Gençler ise “Silivri soğuk olur” sözleri yüzünden konuşmak istemiyorlar. Eskiden çocuklar siyaset ya da ekonomi konuşmak yerine hayallerinden bahsederlerdi, artık bahsedilecek ya da kurulacak bir hayal bile yok.
Hayallerin yerini artık vergiler zamlar aldı, 12 yaşında bir çocuğun oyun oynayıp hayaller kurması gerekirken, okulunu rahat bir şekilde okuyabilmesi gerekirken bu dönemde çocuklar siyaset ve ekonomi konuşuyorlar. Aileler çocuklarına bir şey alamadıklarından bahsediyorlar, kimse bunları görmüyor. Bu kadar korkmamak lazım düşüncelerimizi özgürce ifade etmekten. Bizim seçtiğimiz insanların bizleri bu kadar aşağıdan görmelerine izin vermeyin. Yapılan zamları, vergileri normal karşılamak yerine yanlış gelen şeyleri ifade edelim korkmadan. Maaşlara yapılan bir zamma sevinip, daha o zammı elimize alamadan diğer şeylere zam getirilmesi hiç adil bir davranış biçimi değildir. En basit örneklerden bir tanesi budur. İnsanlar artık tepki veremez oldu. Yaşanan durumlara sesini çıkaran her insanı susturmaya çalışıyorlar, sessiz kaldığımız her an bizi geriye götürüyor. Biz hür, demokratik düşünce özgürlüğü olan bir ülkeyiz. Eğer sesimizi çıkarmazsak olan her şeye mahkûm kalırız. Sesimiz bizim gücümüz ve bu gücümüzün farkına varalım. Eskisi gibi normal bir yaşam sürsün insanlar, sessizliğe mahkûm edilmeyelim. Yaşamak, uyumak ve karın tokluğuna çalışmak değildir. Yaşamak insanların geleceğe yatırım yapabilmesi, bir umudu olabilmesidir. Fakat artık insanlar sadece günlerini değerlendirmekle yetiniyorlar. Çocuklarının ya da torunlarının istediklerini yapamadan yaşıyorlar. Günümüzde sadece zengin ve fakir sınıfı kaldı. Eskiye bakınca orta sınıf da vardı, artık yok. Bu da aslında günümüzde çoğu şeyin değiştiğine işarettir. Zengin insanlar her istediklerini bu ekonomide yapabilirken, fakir insanlar istediği şeyleri yapabilmek için bekliyor ya da daha kötüsü hiç yapamıyorlar. Çocuklar yarış halinde oluyor, eksik kalan çocuklar istediklerini yapamıyorlar. Bunların düzelmesi ve fark edilmesi gerekiyor. Yoksa ülkemiz daha kötüye gitmeye devam edecek. Gençlerimiz, gelecek umutlarımız artık ülkemizde refah payı göremedikleri ve kendilerini geliştiremedikleri için yurt dışına gitmeyi hedefliyorlar. Özellikle yeni nesil dedikleri Z kuşağı, ülkenin bu durumu yüzünden yaşadıkları yeri bırakıp yurt dışına gitmeyi hedefliyorlar. Kısacası gençler umutlarını kaybediyorlar. Yapılması gereken şeyleri yapıp sesimizi çıkartmalıyız.
Yanlışa yanlış demeyi öğrenip, yeniliklere her zaman açık olmalıyız. Her şey bizim elimizde kulaktan dolma bilgilerle ilerlemeden araştırmalıyız, öğrenmeli ,bilgi sahibi olmalıyız böylece yapılan yanlışı ve doğruyu iyi değerlendirebiliriz.
SON DAKİKA HABERLERİ
NEWS
27 Mart 2025Kırklareli Merkez Canlı Seçim Sonuçları!
NEWS
27 Mart 2025İYİ Parti’den Sürpriz Belediye Başkan Adayı!
NEWS
27 Mart 2025İsrail Ordusu, Gazze’de Hamas’a Ait 21 Noktayı Vurduğunu Açıkladı!
NEWS
27 Mart 2025Covid Geri Dönüyor! Uzmanlar Tedirgin!
SPOR
27 Mart 2025Filenin Sultanları Olimpiyatlarda!
NEWS
27 Mart 2025Kovid-19’un Eris Varyantı Türkiye’de Görüldü!
NEWS
27 Mart 2025